Eski Evlerimiz

Yıllardır bizleri yağmurdan, kardan, soğuktan ve sıcaktan koruyan evlerimiz, her ne kadar birer canlı varlık olmalar da aynen biz insanlar gibi, yaşlanıyorlar ve akabinde kırılıp dökülüyorlar. Bizleri içinde barındıran evlerimizin hikayeleri de çoktur.

Şöyle bir nazar attığınız da size anlatacak ne çok şeyleri olduğunu görür ve hissedersiniz. İşte bu gariban ve yaşlı evlerimizin yıkılmadan bir hatıra fotoğraflarını alarak siz sevgili okuyucularımızla buluşturmak istedik. Onlarla konuşun, gerçekten anlatacak çok şeyleri vardır. Ev sahiplerini pek tanımıyorum, Cuma mahallesinden girdim ve sırası üzerine bir kaç evin fotoğraflarını aldım. Belli mi olur, belki yakın bir gelecekte yeni bir kentsel dönüşüm çerçevesinde bir Toki macerası daha yaşadığımızda; son halleriyle ilgili görüntüleri bir hatıra olarak gönüllerimiz ve zihinlerimizdeki yerlerini almış olurlar.

Mimar olmadığım için, mimari yapıları üzerine paylaşacak bir bilgi birikimim olmamakla birlikte, tipik eski Yanya evlerinin mimarisini andırdığını söyleyebilirim.

Evlerimiz daha çok hemen ana yolun kenarına inşa edilmiş. Bu evimizin önünde ne ihata duvarı ne de avlu giriş kapısı bulunmamaktadır. Şimdi bu evi yıkıp yerine yenisini yapmak isteseniz, size asla yenisini yaptırmazlar, ama bu haliyle kullanmaya devam edebilirsiniz.

Yine hemen toprak zemin üzerinde ve fazla yüksek bir subasmanı olmayan tipik bir Anadolu evini görmektesiniz. Binaya giriş kapısında bir antre var ve arka planda kalan bahçesini ihata duvarı ile muhafaza altına almışlar. Yıllardır sizleri içinde barındıran ve her türlü tehlikelerden koruyan evlerinizin kıymetini bilin. Onlar hala ayakta iken tamamını fotoğraflayın ve gelecek kuşaklara bir anı olarak bırakın. Yıkıldıktan sonra, fotoğraflamadığınız için duyacağınız pişmanlık size bir şey kazandırmaz. 

Gördüğünüz ev de boşaltılmış, hatta kapı ve pencereleri bile sökülmüş görülmektedir. Artık içinde ikamet edilmeyen bu ev de atıl durumda terk edilmiş. Her ne kadar yılların yorgunluğunu üzerinde taşıyor olsa da hala ikamet etmek üzere birilerini kabul edecek kadar yürekli görülmektedir. Evlerimiz de insanlarımız gibidir. Belki konuşacak dilleri yoktur ama, tüm dış görünümü ve müştemilatlarıyla birlikte sizlere anlatacak o kadar çok hikayeleri vardır ki; yeter ki siz onlara şefkat, ilgi ve muhabbetle yaklaşın.

Gezimizin son durağı evlerden birini daha görmektesiniz.  Dimdik ayakta durmakta ve yıllarca yıllara meydan okumanın muzaffer edasıyla, "yıkılmadım hala ayaktayım" diyebilmektedir.  

Cuma mahallesinin girişinde ve sağ taraftaki terk edilmiş bu metruk evimiz de ömrünü doldurmuş ve artık tamamen yıkılacağı günü beklemektedir. Bir sonra ki paylaşımda yine eski Kaman evlerinin tanıtımında buluşmak üzere hoşçakalın. 

Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. o evler şimdi çok eski,olabilir ama içinde yaşayan insanlar benim için daha değerli komşuluk,insan,vefa,kıymet bilmenin ne demek ol daha çok anladığımız çağda o günleri çok özlüyorum.resimlerdeki çoğu ev tanıdığımız kişilere ait ebediyete göç edenlere Allahtan rahmet,yaşayanlar da sağlıklı uzun ömürler versin. Bazan bu günleri gördüm diye seviniyorum,bazende günümüzle karşılaştırdıkça içimi bir hüzün kaplıyor,güzel,saf temiz insanlar nerde diye o günler için neler vermezdim

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar Duran Avşar, Hoş Geldiniz.
    Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.

    Geçmişte kalan güzelliklere olan özlem duygularımızı şahlandıran bu eski evlerimizin kendi değerleri ile birlikte içinde barındırdıkları değerli şahsiyetlerle bir kat daha değerini artırmaktadır. İçindeki değerlerin bir çoğu dar-ı bekaya irtihal etti ama, hala bazıları zamana meydan okurcasına dimdik ayakta durmaktadırlar. Bu güzel paylaşımı, güzel yorumunuzla taçlandırdığınız için tekrar teşekkür ederim.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil

Size Geri Dönebilmek için, Yorumu Yazdığınız Yerin Sonuna; Elektronik Posta Adresinizi, ya da Adınızı ve Soyadınızı Eklemeyi Unutmayınız!